
O yıllardaki adı Gevenes şimdiki adı ise Çaybükü olan Köyde bulunan Belen Kahvesi orijinal mimarisine uygun olarak restore edildi. Yörede çok sevilen ve söylenen ormancı türküsü artık ölümsüzleşiyor. Muğla merkeze 25 km mesafede bulunan ve 59 yıl önce türkünün doğmasına neden olayın meydana geldiği Çaybükü Köyü, bundan böyle Belen Kahvesini görmeye gelen ziyaretçilere ev sahipliği yapacak.
Ormancı Türküsü Hikayesi
Gevenes Köyü’nde* 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur. Mustafa’nın en yakın arkadaşı Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli'dir. Her akşam köy kahvesinde “dama” maçı düzenleyen iki arkadaşın iddialı ve dostça karşılaşmaları kahvehanedekiler tarafından da ilgi ile izlenir. 1946 yılının bir Temmuz gününde, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayirli, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında “Sarı Memet” lakaplı Orman Memuru Mehmet İn, çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu olan Çiftlik Köyü’nde yangın çıkmıştır. 1946 seçimlerinin evrakı Yatağan’a gönderilecektir. Seçim evrakını Yatağan’a, köy bekçisinin götürmesi zorunludur. Ormancı ise yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Muhtar Cezayirli, “Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem” diye cevap verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar. Muhtar Tevfik Cezayirli, “Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et” der. Ormancı kahveye geri döner, dama masasına bir yumruk atar, masayı devirir. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak’ın tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının üzerine yürür. Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak’ı kolundan yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir... Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta Mehmet İn, yere düşer. Arka cebinde tabaka olduğu için, ona bir şey olmaz. Ama, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik’i vurmuştur. O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik’i, tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi’ne götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey’e, “Babamın selamı var, bu adamı iyileştir” diye yalvarır. Doktor Veli Bey, “O ölecek, önce senin kolunu saralım” diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa’yı yanına çağırarak,”Ben ölüyorum, hakkını helal et” dedikten sonra can verir. mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için teslim olur, dört yıl ceza alır. cezaevindeyken her gece tevfik rüyasına girer. ancak ormancıya kini gittikçe artar.
Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan ormancı Mehmet İn, tayin ister, Kavaklıdere Orman Müdürlüğü’ne atanır. Aslen marmarisli’dir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür.
Mustafa Şahbudak cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla’ya yerleşir. Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşı muhtar Tevfik Cezayirli’yi tek kurşunla öldürdüğünde, arkada 25 yaşında bir eş ve üç çocuk bırakır.
Muhtar’ın eşi pembe, bu acıya dayanamayınca birkaç yıl sonra akli dengesini yitirir. Oğlunun biri İzmir’e yerleşir. Diğer oğlu ile kızı, köyde yaşamaya devam ederler.
*Gevenes köyünün bugünkü adı Çaybükü'dür, Muğla'dadır.
Ormancı Kimdir?
Ormancı, Sarı Memet Lakaplı Orman Memuru Mehmet İn'dir. Aslen Marmarisli’dir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür.
Muhtar Tevfik, Bay Mustafa'nın en yakın arkadaşı, Geneves Köyü muhtarı Tevfik Cezayirli'dir. Öldüğünde arkasında 25 yaşında bir eş ve 3 çocuk bırakmıştır.
Bay Mustafa, 1922 Geneves doğumlu Mustafa Şahbudak'tır, ağa çocuğudur. 28 Mart 2005'te tedavi altında bulunduğu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitirmiştir. 83 yaşında ölen Şahbudak, en yakın arkadaşı Muhtar Tevfik’in yanlışlıkla ölümüne neden olmuş daha sonra Gevenes Köyü’nde yaşanan bu acı olay “Ormancı” türküsüne konu olmuştur. |
|
Mustafa Şahbudak (Bay Mustafa) |
YÖREMİZİN ÜNLÜ SİMALARI
Muğla ili birçok bilgin, sanatkar, asker, politikacı yetiştirmiştir. Bunlardan bazıları da ilçemizde doğmuşlar, yetişmişlerdir.
Üstad Tahir Usta (Erdinç)
Tahir Usta, 1903 yılında Yeşilyurt kasabasında doğmuştur. 1959 yılında 56 yaşında iken ölmüştür.
Evli olan Tahir Usta'nın 1 oğlu iki kızı vardı. Babasının ölümünden sonra, baba mesleği olan değirmenciliği sürdürmek için Muğla'ya taşındı. Çalıştırdığı değirmen, Muğla'da değirmen Deresi mevkiindedir. Tahir Erdinç değirmenciliğinin yanı sıra bağlama ve ud'da çalardı. Üstün bir müzik kabiliyeti ve kulağı vardı. Olaylar üzerine hemen türküler yakardı.
Muğla'da kurulan bando takımına alınmış ve burada notalı çalışmalara bu sıralarda başlamıştır. Bando çalışmaları 1936 yılına kadar devam eder. Bu tarihlerde Yatağan'ın Şeref Köyü sınırları içindeki arızalı 3 değirmenin tamiri için çağrılır. Tahir usta giderek değirmenleri tamir eder, fakat ücretini alamaz. Ücreti karşılığı değirmenleri 3 yıl çalıştırmak üzere anlaşır ve çocukları ile Deştin'e göçer. Kardeşi Mehmet daha sonraki yıllarda Pisi'deki demirci dükkanını Deştin'e taşıdı.
İkinci dünya savaşı patlak vermiş her an savaşa girebilecek olan Türk Ordusuna çağrılma durumu vardı ama Tahir Usta askere çağrılmadı.
Tahir Usta Deştin'den Ahmet Ali'ye cümbüş çalmayı, Gökgeç Ahmet'e davul çalmayı öğretmiş, etraf köylerde düğünlere gitmeye ve adını duyurmaya başladı. Çevrede aranan müzisyen durumuna geldi. İkinci dünya savaşının verdiği korku ile Deştin deresinde kalmanın anlamı kalmadığından, yatağan'da oturan necip'in yanına göç eder. yatağan'da Emekli sağlık memuru olan Zübeyir Erdinç'in Mehmet Edinç'in açtığı atölyede çalışıp ve düğün ve eğlencelerde çalgı çalarak yaşamını devam ettirmiştir.
