www.asenaalperen.tr.gg
  DAĞLICA KARAKOL ŞEHİTLERİ
 

ŞEHİTLERİMİZİN RESİMLERİ
 

 

Bölücü terör örgütünün Hakkâri’de Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesinde piyade taburuna düzenlediği hain saldırı sonucu şehit edilen 12 askerin fotoğrafları…

Asteğmen Mehmet Bozkuş

 

Astsubay Soner Özübek

Uzman Çavuş Selçuk Gürdal

Uzman Çavuş Mustafa Uysal

Er Abdurrahman Doğan

Er Kadir Aydın

Er Mehmet Cücük

Er Zekeriya Yatı

Er Yavuz Öztürk

Er Vedat Kutluca

Er Samet Saraç

Er Lokman Eker .....Sevgili dostlar;Eğer Beşağaç’ta  13 korucumuz ölmese idi, eğer Şırnak’ta 12 şehit vermese idik, PKK’ya karşı böylesine  bir siyasi infial da uyanmayacaktı, tezkere de çıkmayacaktı.
Ama “Kuzey Irak’a asker gönderelim, kampları yerle bir edelim” diye ahkâm kestiğimiz şu günlerde, PKK’nın bugünlere gelmesindeki bir takım “garip ihmallerin” de gündeme getirilmesini ve tartışılmasını öneriyorum.
Eski Hakkari Dağ Komando Tugay Komutanı Emekli Tuğgeneral Osman Pamukoğulları’nın 1995 yılına ait bir hatırasını nakletmek istiyorum:
“Ocak ayının son haftasında, geçen sene katılamadığım, General–Amiral seminerine katılmam için bir mesaj geldi. Şubatın ilk yarısındaydı ve beş gün süreli idi. Bir haftalığına (Ankara’ya) gittim ve döndüm.
Genelkurmay’da yapılan seminerin ilk bölümünde Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan bir Daire Başkanı bölücü ve irticai faaliyetler hakkında konferans verdi. Konferansın bölücülükle ilgili kısmında;
“PKK’nın 5. Kongresi’ni Kuzey Irak’ta Haftanin Kampı’nda (Şırnak altı) bitirdiğini, şu kadar personel katıldığını, bu kadar süre devam ettiğini” söylerken dayanamadım.
–“Ben şaşırdım kaldım, Yani 5. Kongre gerçekten yapılıp bitti mi? Hem de burnumuzun dibinde mi yapıldı? Haftalarca yüzlerce PKK lideri aynı yerde mi durdu? Bu mümkün değil. Böyle bir şey olur da neden kimsenin haberi olmaz? Kusura bakmayın ama siz bu faaliyeti olup bittikten sonra öğrenmiş olamazsınız. Başka türlü nasıl olabilir” dedim.
MİT Daire Başkanı, 16–17 amiral ve generalin bulunduğu bir salonda böyle bir seri soruya maruz kalınca önce biraz durgunlaştı, sonra:
“Efendim, biz 5. Kongre’yi başından beri gün gün takip ettik ve ilgili adreslere bildirdik. Sonradan öğrenmedik. Bu faaliyetlerin olmasında bir eksiklik olmadı” diye cevap verdi.
“–Anlamakta zorluk çekiyorum, PKK’nın 5. Kongresi, Hakkâri Tugay Komutanı’nın meselesi değil ama böyle dolgun ve kıymetli bir hedefi bir daha ne zaman, nerede bulacaksınız? Nasıl haberimiz olmaz? Tepelerine inip hepsinin işini bitirmeliydik.” dedim.
MİT Daire Başkanı:
“–Bilgiler adres gruplarına gönderildi efendim” demekle yetindi.
Herkes dinledi, hiç kimse farklı bir şey söylemediği için konferans devam etti.
Şaşırmıştım. Ne araştırabilecek, ne de üzerinde durabilecek bir zamanım vardı?
Hakkari’ye döndüm.
Karargaha “Ben burada yok iken, bu bir hafta içindeki telsiz dinlemenizde 5. Kongre ile ilgili geçen bir konuşma var mı?” diye sordum.
“5. Kongre’nin Kuzey Irak’ta Haftanin Kampı’nda yapılıp bitmiş olduğunu, yapılan konuşmalardan çıkardıklarını” söylediler.
Sordum:
“–Ne anlama geliyor bu?”
“–İstihbarat verilmediği anlamına geliyor komutanım.”
“–Aslanım bu kongre Avustralya’da yapılmıyor. Şırnak’ın 20 kilometre yakının da toplanıyor adamlar. MİT faaliyeti gün gün takip ettim, bildirdim, diyor. Peki, bildirdi de sonra ne oldu?”
“–Komutanım, bizim bölgemiz altındaki kamplarda toplanmamışlar, siz hassasiyet gösteriyorsunuz.”
“–Arkadaşlar, bu işin seni beni olmaz. Pratik bir tekne, küçük bir ağla yakalanabilecek büyük balıklar kaçırıldı.” (Unutulanlar Dışında yeni Bir Şey Yok, Osman Pamukoğulları, sf.283)
PKK’nın lider kadrosu burnumuzun dibinde denilebilecek bir mesafede toplanıyor, onları hallaç pamuğu gibi ezecek, savuracak olan komutana bu toplantının bilgisi verilmiyor!
Daha doğrusu MİT’in haberinin olup olmadığı, olmuşsa hangi birimleri haberdar ettiği, haberdar etmişse bu birimlerin neden PKK’nın lider kadrosunun ve en özel birimlerinin yok edileceği bir operasyon için düğmeye basmadığı, düğmeye basılmamasında içerden ve dışardan bir takım baskıların olup olmadığını bilemiyoruz.
Ama geçen sürede “bu gaflet” binlerce şehide mal oldu.
Ve ben PKK sorununun çözülmesi isteniyorsa, Pamukoğulları Paşa’nın yukarıda anlattığı vahim olayın masaya yatırılması gerekir diye düşünüyorum.
Tezkere bu olayın yanında ne ki..


Daha söyleyecek çok şey var ama tıkanıp kalıyor insanın boğazında. Hesabı sorulsa ne olur, sorun tümüyle çözümlenmedikten sonra.Ölenin annesi için neyi değiştirir, biri gelip dese ki karşı operasyon yaptık misliyle ödettik, oğluna sarılamayan bir annenin yüzü gülmez ki… Terörün aldığı evlatlarına ağlayan anneler teskin edilemez…Allah’dan rahmet ve sabır diliyorum tüm ciğeri yanan ailelere

 
 

Dans eden yazi